Sigortam Asgariden, Maaşım Elden: Bu Yasal mı?
Giriş
Türkiye’de birçok işveren, işçiye gerçekte asgari ücretten daha fazla maaş ödediği hâlde, SGK’ya sadece asgari ücret üzerinden bildirim yapmaktadır. Kalan maaş, elden verilir. Bu durum işçinin gelecekteki haklarını ve sosyal güvencelerini büyük zarara uğratır.
1. Bu Uygulama Neden Yasaya Aykırı?
İşverenin maaşı asgari ücretten gösterip gerisini elden vermesi:
İş Kanunu’na (m. 32),
SGK Kanunu’na (m. 86 ve 102),
SGK'ya bildirilen ücret, işçinin emeklilik, işsizlik ödeneği, kıdem tazminatı gibi pek çok hakkını doğrudan etkiler. Eksik bildirim, hem işçinin hem devletin zararına olur.
2. İşçinin Başına Ne Gelir?
Bu uygulama, işçiye şu zararları doğurur:
Emeklilik maaşı düşük olur.
Kıdem ve ihbar tazminatları eksik hesaplanır.
Fazla mesai, resmi tatil, hafta tatili ücretleri düşük olur.
İşsizlik maaşı gibi SGK ödemeleri düşer.
SGK prim günleri eksikse, emekliliği gecikir.
3.İşçi Hangi Davaları Açabilir?
İşçi, gerçek ücretinin düşük gösterildiğini fark ettiğinde haklarını aramak için İş Mahkemesi’nde çeşitli davalar açabilir.
Açılabilecek Dava Türleri:
1 İşçilik alacakları davası
Eğer işçi işten ayrıldıktan sonra hak ettiği tazminatların veya ücretlerin ödenmediğini fark ederse, işverene karşı “işçilik alacakları davası” açabilir.
Bu dava sayesinde:
Kıdem tazminatını,
İhbar tazminatını,
Fazla mesai ücretini,
Yıllık izin ücretini,
Hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretlerini,
Eksik ödenmiş maaş farklarını,
Varsa diğer sözleşmesel veya yasal alacakları
mahkeme yoluyla talep edebilir.
Dava kapsamında ayrıca:
İşçi, gerçek maaşının bordrodakinden fazla olduğunu iddia ediyorsa, tanık, deliller ve bilirkişi raporu ile, bu durumu ispatlayarak tüm alacakların fiili ücret üzerinden hesaplanmasını isteyebilir.
Not: İşçilik alacaklarında genel olarak 5 veya 10 yıllık zamanaşımı süreleri uygulanır.
(Zamanaşımı süresi, alacağın türüne ve döneme göre değişebilir. Örneğin fazla mesai alacakları için 5 yıl, kıdem tazminatı için 10 yıl olabilir.)
2 Hizmet tespiti davası
Eğer işçi, çalıştığı dönemin hiç SGK’ya bildirilmediğini ya da eksik gün veya eksik ücretle bildirildiğini fark ederse, SGK’ya karşı “hizmet tespiti davası” açabilir.
Bu dava sayesinde:
SGK’ya hiç bildirilmeyen çalışma günlerini,
Eksik bildirilen prim gün sayılarını,
Eksik bildirilen ücretleri (prime esas kazançları)
mahkeme yoluyla tespit ettirip SGK kayıtlarına işletmek mümkün olur.
Kimlere karşı açılır?
Dava, çalışmanın geçtiği işverene ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) karşı açılır.
Mahkeme, çalışmanın fiilen gerçekleşip gerçekleşmediğini inceler.
Nasıl ispatlanır?
Tanık beyanları,
Varsa yazılı belgeler (çalışma belgesi, maaş bordrosu, mesajlar vb.),
Bilirkişi raporu ile,
İşyerinde fiilen bulunulduğuna dair her türlü delil
mahkemeye sunularak çalışma ispatlanabilir.
Davanın amacı nedir?
Tespit edilen günlerin ve kazançların SGK kayıtlarına eklenmesini sağlamak,
Eksik prim günleri nedeniyle doğacak emeklilik, sağlık ve işsizlik ödeneği gibi sosyal hak kayıplarını önlemektir.
Not: Hizmet tespiti davası, hak düşürücü süreye tabidir. İş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre geçirilirse dava usulden reddedilir.
4. Yargıtay Kararları Ne Diyor?
Yargıtay, bordrodaki rakama değil, fiilen ödenen ücretin ispatına bakar. İşçi tanıklar ve belgelerle bu durumu ispatlarsa, hak ettiği tüm alacakları gerçek ücret üzerinden alabilir.
Örnek Kararlar:
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2009/24286 E., 2010/74 K.
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi durumunda işçinin haklı nedenle fesih imkanı vardır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/27995 E., 2019/48 K.
İşçinin maaşının asgari ücret kısmının banka kanalı ile asgari ücreti aşan kısmın ise elden ödenmesi işçi bakımından haklı fesih nedenidir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/35997 E., 2014/13537 K.
Sigorta primlerinin eksik yatırılması haklı fesih nedenidir.
5. Sonuç
“Asgari ücretten gösterip elden ödeme” uygulaması, işçi için görünmez bir tuzaktır. SGK’ya eksik bildirim yapılması, işçinin tüm sosyal haklarını zayıflatır, emekliliğini geciktirir ve alması gereken tazminat ve ücretleri düşürür.
Ancak işçi, bu durumu fark ettiğinde geç kalmadan iş mahkemesine başvurabilir, gerçek ücretini ispatlayarak tüm haklarını alabilir. Mahkemeler, kanıtlanırsa bordrodakini değil, gerçekte ödenen ücreti esas alır.
İşverenler için kısa vadeli mali kazanç gibi görünse de bu tür kayıt dışı uygulamalar, ileride dava, tazminat ve faizli borçlarla karşılarına çıkar. Mevcut şartlarda zati geçim sıkıntısı yaşayan emekçilerin ise çalıştığı her kuruşunun karşılığını alması hem toplum adaleti açısından hem onların refahı açısından son derece önemlidir. Ayrıca bu faaliyet haksız rekabet de doğurmasının yanında SGK sistemine eksik prim ödendiğinden kamu zararına da yol açmaktadır.