AK Parti’de ilçe başkanları geçtiğimiz hafta açıklandı.
Açıklanmayınca şehir siyaseti enteresan bir zemine çekildi.
Daha doğru bir tabirle, “Eskişehir Klasiği” olarak kişisel bir hale büründürüldü.
Örneğin;
Atama kararı öncesi, “Başkanları Gürhan Albayrak belirleyecek” dediler.
Atamalar ertelenince, bu sefer “Gürhan Albayrak engelledi” dediler.
Neme nem bir güçmüş ki bu;
“Gürhan Albayrak hem atama gücüne sahip hem de yapılan atamayı engelleme gücüne!”
Eğer ortada sahiden böyle bir güç varsa, vallahi eleştiri değil takdir gerektirir.
Eskişehir’den yıllardır bu güçte bir siyasetçi yetişmediği için!
+++
Meseleyi sulandırmayalım diyeceğim ama konunun çoktan suyu çıktı.
Geçtiğimiz günlerde konuya dair videolu değerlendirmemde şunu söylemiştim;
“Şehir kamuoyuna yaranmak sahiden güç.
Zira AK Parti atamaları hemen yapsa ‘partinin şehirdeki isimleri yok sayılıyor’ denilecekti.
Genel Merkez şimdi işi sıkı tutuyor, bu kez de “Neden atama yapılmıyor?” soruları soruluyor.
İşte böylesine basite indirgenen bir ortamda AK Parti’nin yapılacak olan atamaları tartışılıyor.
Anlayacağınız, tamamen kişiselleştirilmiş, kişiler arasına sokulmuş, belki de yapay bir kavga üzerinden siyasi rant devşirmeye yönelik amaca sokulmuş suni işlerle uğraşılıyor yine.
Oysa asıl konuşulması gerekenleri atlıyoruz.
AK Parti adına “Nasıl bir ilçe başkanı profili?” sorusunu sormuyoruz.
Çünkü AK Parti için salt bir atama gerekli gerekli değil;
“Bir sonraki seçimde belediyelere aday olabilecek potansiyelde bir aday gerekli” tespitini yapmıyoruz!
AK Parti’de atamalar yapılınca sanki bütün meseleler çözülecekmiş gibi, atamalar yapıldıktan sonra kişisel çatışmalar arasındaki kimin galip geldiğini öğrenince işler hallolacakmış gibi bir havaya hiç gerek yok.
AK Parti’ye sahaya basacak, gündemi bilecek, yeri geldiğinde oyun kuracak, yeri geldiğinde oyun bozacak, parti içinde birliği, dirliği sağlayacak kadar özgüven sahibi, bir ortama girdiğinde de saygı görecek özgün ağırlığa sahip ilçe başkanları lazım.
Kendi yönetimini kuracak, çalıştıracak isimler lazım.
En önemlisi de tüm bunları yapmak için yetki verilmiş, yolu açılmış, “Potansiyel belediye başkan adayımızsın” denilecek kişiler lazım.
Bunlar yoksa, bu gereklilikler yerine gelmiyorsa, bu yeterlilikler sağlanmıyor, böylesine yetki verilmiyorsa yeni ilçe başkanlarının kim olacağı ve kime yakın-uzak olduğunun ne önemi var?
Hatta söyleyelim.
Bizim nazarımızda zerre kadar kıymeti yok!
Beri yandan hadi böyle bir ismi buldunuz atamasını yaptınız;
O başkanlara başkan adaylığı için yeşil ışık yakmıyorsanız, atadığınız isim neden geceli gündüzlü bir çalışmanın içerisine girsin ki?
Neden kendisini hem vakit olarak hem nakit olarak hem de kariyer olarak yıpratsın?
Belki de neden kişisel işlerini riske atsın?
Atmazlar.
Bugüne kadar da birkaç isim hariç kimse atmadı zaten!
+++
Sonuç olarak…
AK Parti yine saçma sapan, bireysel çatışmaları merkezine alan gündemin içine, bir suni tartışmaların içine atıldı.
Her zaman olduğu gibi bu gündem içerisinde en büyük zararı parti görecek, görüyor…
Hatta daha atanmamış ilçe başkanları bile şimdiden yıpranmaya, yıpratılmaya başlandı bile!
Çünkü kim atanırsa atansın şehir şunu konuşacak;
“Atanan isim şunu adamı, şuna yakın, buna uzak!”
Böyle bir başkandan da, başkanlardan da iş çıkmaz.
Çıksa bile ciddiye alınmaz.
Şimdiden söyleyip, tarihe bir not düşelim…