‘Eski AK Parti’ dediysem, enteresan hareketlerle gündeme gelip, sözde rakiplerini yıpratıp halkın gönlünü alacaklarını sananların görev aldığı dönemlerden söz ediyorum. Örneğin o dönemlerin yöneticileri olsaydı, 3 güne yaklaşan su krizi için çoktan bir senaryo yazmıştı. O senaryo gereği patlak, çatlağın olduğu yere gidip bir pankart çoktan açılmıştı mesela… Akmayan çeşme figürleriyle minibüsler giydirilip şehrin sokaklarına hemen salındıydı veyahut. Damacanalar siyaha boyanıp, Odunpazarı’ndan aşağı yuvarlanmıştı hemen. Konutların banyolarında, mutfaklarında bir araya gelinip, muslukların akmadığı gösterilip, yetkililer hemen kınanmıştı ayrıca. Kentin her köşesinde bir açıklama yapıp, şehir çoktan karalanmaya başlanmıştı bile… Gazeteciler karşısına geçilip, şehrin ne kadar da kötü bir halde olduğu anlatılmaya anında girişilmişti. Anlayacağınız; O dönemlerin yöneticileri için tam 3 gün sürecek muhteşem mizansenler için fırsat çıkmış ve o fırsat sözünü ettiğim şekillerde hayata hemen geçirilmişti. En önemlisi de o dönemlerin yönetimleri “Muhteşem bir muhalefet yaptık” gururuyla da şehrin sokaklarında yürümeye krizin hemen ardından başlamıştı hatta… +++ Gelin görün ki o yıllarda tiyatrovari hareketlerle şehri kötülemeye çalışanların nelerle karşılaştıklarını dün gibi hatırlıyoruz. Eskişehirlilerin büyük bölümü bu tür tavırların samimiyetten çok uzak olduğunu hemen kavrıyordu. Bu yüzden anında şehrinin yanında duruyor, AK Parti cenahına “Şehrimizi kötüleyemezsiniz” psikolojisi ile verip veriştirmeye başlıyordu. Yaşanan sorunun karşısına AK Parti’nin yerelde yapamadıkları hizmetleri tek tek koyuyor, “O kadar şehrinizi seviyorsunuz madem Eskişehirlinin ilçe yollarında ölmelerine nasıl razı oluyorsunuz?” diye soruyordu. Eskişehirliler, o dönemlerin AK Partililerine, “Sudan bahanelerle işi tiyatroya çeviriyorsunuz ama asıl tiyatro çevreyolunda yaşanıyor!” diye hemen karşı çıkıyordu. Eskişehirliler, tereddüt bile etmeden, “Su akmıyor diye minibüs dolaştırıyorsunuz ama 2 parkı temizlemekten bile acizsiniz” diye karşı atağa geçiyordu. Velhasıl, geçmiş dönemlerin bazı yöneticileri, muhalefet ettiklerini sanırken daha çok yıpranıyor, üstüne üstlük puan kazanmaları gereken bir gündemden daha çok puan kaybederek çıkıyorlardı. Zira o kaybedilen puanların tamamı her seçim sandıkta da net biçimde görülüyordu… +++ Geldik bu güne… Başta da söyledik. Eskişehir, 3 güne varan bir su krizi yaşadı. Alışık olduğumuz AK Parti tarafından bir tiyatro sergilenmesiydi. Yapmadılar… Kenara çekildiler, olayları izlediler. Dozajında eleştiriler ile olan biten karşısında temkinli davrandılar. İşte bu tavırlarıyla halkla ESKİ’yi karşı karşıya bıraktılar. Vatandaşla su kurumu arasına girmeyip hem tüm okların kendilerine dönmesinin önüne geçtiler, hem de partilerinin böylesi bir kaos ortamında daha makul, serinkanlı ve kriz yönetebilen bir kurum haline geldiğini ispat ettiler. Bize göre siyasi bir başarıdır. Kutlamadan geçemem…