Eskişehir…
Yıllardır Türkiye’nin en huzurlu, en güvenli şehirlerinden biri olarak anılan, araştırmalarda dünyanın en güvenli kentleri arasında gösterilen bir şehir.
Numbeo gibi uluslararası kuruluşların yaptığı değerlendirmelerde bu şehrin adını ilk sıralarda görmek, biz Eskişehirliler için her zaman bir gurur kaynağı...
Ancak son günlerde yaşanan olaylar, hepimizi bir anda tedirgin etti!
İlki, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın basın danışmanına evinin önünde yapılan saldırı…
Sonrasında Millet Bahçesi’nin tabelasında yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismine yönelik saldırı…
Ve daha da vahimi…
Erenköy’de bir ambulansa ve içindeki sağlık personeline yapılan saldırı. Ambulansın, şehir içinde kovalanması, sıkıştırılması, ardından sağlık çalışanlarının darp tehdidiyle karşı karşıya kalması…
Bu şehrin tarihinde görülmemiş olaylar her biri…
+++
Eskişehir, huzuruyla, güvenliğiyle, demokrasiyi en iyi şekilde yaşamasıyla öne çıkan bir kenttir.
Üniversiteleriyle gençliğin, kültür-sanat hayatıyla özgürlüğün başkentlerinden biridir.
Bu şehir, kavganın değil barışın, şiddetin değil hoşgörünün simgesi olmuştur.
Bugün yaşanan bu olaylar, yalnızca birkaç kişinin öfkesi ya da provokasyonu değildir;
Eskişehir’in kimliğine, ortak yaşam kültürüne, demokrasi anlayışına yapılmış saldırılardır.
O yüzden hepimizin sorumluluğu büyüktür.
Yetkililer üzerine düşeni yapmalı, caydırıcı adımlar atılmalı, faillerin yanına kâr kalmamalıdır.
Ama aynı zamanda biz Eskişehirliler de bu şehri korumalı, “huzur kenti” unvanına sahip çıkmalıyız.
Çünkü Eskişehir, sadece Türkiye için değil, dünya için de örnek bir kenttir. Ve bu şehrin huzurunu bozmak isteyenlere karşı hep birlikte duracağız!
Şehrin ahenginin bozulamaya başladığını anladığımız anlarda da bugüne kadar olduğu gibi, bu kentin ve halkının bir sözcüsü olarak yine yetkililere görevlerini hatırlatmaya devam edeceğiz.
O nedenle bir kez yetkililere seslenelim;
"Aman huzurumuzun bozulmasına izin vermeyin!"