CHP, her geçen gün gün, her geçen yıl ve her geçen seçim Eskişehir’de üstünlüğünü artırdı.
Murat Mercan’larla kurulan, Kemal Unakıtan gibi isimlerle devam edilen, Salih Koca, Dündar Ünlü, Murat Özcan gibi özgün ağırlığı yüksek isimlerle sürdürülen dönemlerin ardından CHP geriden geldiği yarışta çok öne geçti.
+++
O yıllar nasıldı?
Siyasetle uzun zamandır ilgilenenler hemen hatırlayacak.
Gündemde dipçik gibi duran bir AK Parti vardı öncelikle.
Yaşanan gelişmelere karşı nasıl pozisyon alacağını bilen, aklıselim açıklamalarla Büyükerşen ve arkadaşlarının ataklarını yumuşatmayı başaran kadrolar vardı.
Partinin her gününü şenlik gününe çeviren, yüzlerce kişinin katıldığı divan toplantıları düzenleyen parti vardı.
Halkın arasından çıkmayan, vatandaşla her daim iç içe olan…
“Ben vekilim, başkanım, şuyum, buyum” havalarına girmeden vatandaşın koluna giren aktörler vardı.
Tarihte bir kez bile gidilmemiş en ücra köşelere kadar giden parti yöneticileri vardı.
Asıl önemlisi de hizmet vardı!
Hızlı trenin ilk kez Eskişehir’e yapılmasından tutun, şehrin kronik sorunu hemzemin geçitlerinin yer altına alınmasına…
Stadyumun yapımından, kamu binalarının yenilenmesine varan yelpazede onlarca büyük iş üretildi.
Bugün yol sorunu var deniliyor ama şehrin asıl ana bağlantı yolları olan Ankara ve Kütahya Yolları o yıllarda yapıldı.
Şehrin içinden geçen çevreyolu bile 3 şeride çıkarılıp 12 batçıkla donatıldı.
Ve aklımıza gelemeyen diğerleri…
Hepsi çok büyük işlerdi, çok büyük.
+++
İşte o yıllarda Büyükerşen ve Ataç gibi isimlerle kafa kafaya yapılan ve kıl payı kaçan seçimler yaşıyordu AK Parti.
Genel seçimlerden tutun, referandumlara gelindiğinde ise AK Parti istediğini kolayca alan taraf oluyordu.
Ne var ki sonradan işler değişmeye, mesele yazının başında anlattığımız noktaya geldi.
Bugün her alanda şehri domine eden bir CHP var artık!
Pazarda, manavda, çarşıda, pazarda, bakkalda, toplu taşımada ve en önemlisi kent kamuoyunda halk nezdinde rakibine uzak ara fark açan ve her geçen gün açmaya devam eden CHP oluştu.
Şehrin gündemiyle istediği gibi oynayan, algıyı istediği gibi yöneten ve bu sayede kalabalık kitleleri peşine takan CHP izliyoruz şimdilerde…
Rakiplerinin kırmızı plakalar, komisyonlar, MYK’lar, meclis işlerine dalıp gittiği bir dönemde bu fırsatı iyi değerlendirip Eskişehir halkının gönlüne iyice yerleşen CHP gözlemliyoruz.
Ayşe Başkan’ın ilk döneminde Büyükerşen’den dahi çok teveccüh görmesi, Başkan Ataç’ın halktaki karşılığının bunca yıl tazeliğini koruması, Başkan Kurt’un artık kendi mahallelerini bırakıp AK Parti’nin kalesi mahalleleri CHP’li yapmaya başlaması ve yıllar sonra parti kulisleri yerine halkla birlikte siyaset yapıp halkta karşılık bulan Talat Yalaz gibi bir il başkanı bulması, CHP’yi yeni dönemde çok farklı hale getirdi.
Bunun karşılığında siyaseti okumaktan çok uzak kalan, gelişmeleri doğru değerlendiremeyen, çalışmak isteyenlere de “dur bir dakika çok öne çıkıyorsun” muamelesi yapan, ilk yıllardaki halk desteği alan kaliteli siyasi ağzın yerinin argo söylemlere döndüğü, samimiyetin çokta hissedilmediği vatandaş ziyaretleri yapan, hadi bunların hepsini geçin daha şehrin kutup başlarını, aktörlerini, gazetecilerini dahi tanımayan, bilmeyen AK Parti var.
Ee vaziyet böyle olunca da en büyük rakibi ile uğraşma gereği bile duymama konforu yaşayan, bunun yerine şehri istediği gibi çekip çeviren CHP ortaya çıkıyor.
Hepsini tek cümlede toparlayacak olursak, “Eskişehir’de artık çok farklı bir noktaya yükselen CHP, karşısında ise hiçbir dönem şehre bu denli kayıtsız olmayan bir AK Parti var” tespitini yapabiliriz…
Bu denklem tersine döner mi?
Artık çok zor gibi görünüyor…