Son yazımızın başlığı da bu başlığa bire bir uyuyor.
Okuyanlar hemen hatırlayacak…
Son yazımızın başlığı;
“Konu ne ara Ünlüce’ye geldi!” şeklindeydi.
Yazımızın içeriğinde ise, Büyükerşen ve aile fertlerinin yöneticisi olduğu bir vakıf için açılan davaya ilişkin iddiaların olmadık yerlere çekildiğine dair eleştiriler vardı.
Zira AK Parti kanadı, meseleyi öylesine savurdu ki belediye, belediye şirketleri ile Ayşe Ünlüce’nin isimlerini bu davaya karıştırmaya kalktılar.
+++
Gelelim bugünkü başlığın açılımına.
Biliyorsunuz Hamamyolu’nda yapılan bir yürüyüşe ‘saldırı’ gerçekleşti!
Emek ve Demokrasi Platformu tarafından sık sık yapılan yürüyüşlerden bir tanesiydi yine…
‘Bugüne kadar en az 50 kez yapılmıştır o yürüyüş’ dersek abartı olmaz.
Yürüyüş kolundakilerin dertleri, daha iyi geçinmek için seslerinin duyulması.
Gelin görün ki onca yürüyüş ve eyleme rağmen halen sesleri duyan yok.
Oysa platforma bağlı üyeler, açlık sınırının altında yaşamak istemediklerini söylüyor.
Sefalet ücretlerine mahkûm olmak istemediklerini belirtiyor.
Ülkenin kaynaklarının eşit ve adil biçimde dağıtılmasını talep ediyor.
Özellikle emeklilerin yaşam koşullarının hızla düzeltilmesi çağrısı yapıyor…
Her birinde haklılar lakin dediğim gibi sesleri Ankara’ya çok ulaşmıyor.
Ulaşsa bile, halktan artık iyice kopan iktidar temsilcileri oralı bile olmuyor!
+++
Devam edelim…
CHP’nin ele avuca sığmayan İl Başkanı Talat Yalaz, bu tür yürüyüşleri kaçırmıyor.
Halkın arasına giriyor, dert dinliyor, gerektiği yerde çözmeye çalışıyor.
Yine onlara destek vermek için katıldığı o yürüyüşte başta söylediğimiz saldırı gerçekleşiyor.
Kendince haklı gerekçeleri olan teyzemiz, gönül verdiği partiye hakaret edildiği gerekçesiyle yürüyüş kolunun pankartına hücum edip yırtıyor.
Pankartı tutan İl Başkanı Talat Yalaz ise, o anda ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor.
Üstelik görüntülere bakarsanız, “Partimize hakaret ediliyor” denilen sloganlara da katılmıyor...
+++
Katılıp katılmamasının çok da önemi yok!
Zira “AKP mezara” sloganı sözünü ettiğim yürüyüşlerde ve dahi diğer muhalif eylemlerde her zaman atılan ve bugüne kadar duymazdan gelinen, diğer sloganlar gibi klasik bir slogan.
Gelin görün ki ne hikmetse AK Parti tarafı söz konusu saldırıyı farklı yana çekmek için bu slogan üzerinden siyaset yapmaya başladı!
Partinin pek çok yöneticisinden yapılan sosyal medya paylaşımlarında “hakarete uğradık!” demeye başlandı.
Yine söz konusu saldırıyı masum göstermek için hedefin bir anda CHP İl Başkanı Talat Yalaz’a çevrildiğine şahit oluyoruz.
Olan bitenin tüm sorumluluğunun Yalaz’a ait olduğu yönünde algı operasyonu başlatıldığını görüyoruz.
Tek taşla iki kuş vurma kurnazlığı!
Hem demokratik hakkını kullananlara yapılan saldırı kapat hem de en zorlu siyasi rakibi yıprat!
Öyle ya;
Yürüyüş yapanların daha çok ekmek, daha çok hak, daha konforlu yaşam, hakça bölüşüm gibi sloganları duyulmuyor ama siyasi bir slogandan yola çıkılarak yaşananların tüm suçu Talat Yalaz’ın üzerine atılıp durumdan sıyrılmaya çalışılıyor.
Tutacak bir siyasi plan olamaz bu!
+++
Anlayacağınız;
Hamamyolu’nda yaşananların Talat Yalaz’a nasıl geldiğini, getirildiğini halen anlamış değiliz.
Tıpkı Yılmaz Hoca’nın şahsını ve ailesini ilgilendiren davanın Ayşe Ünlüce’ye getirilmeye çalışıldığını gibi…
Sanırım iki yazıda arka arkaya neden aynı başlığı kullandığımı şimdi daha iyi anladınız…
+++
Sonuca gelelim…
AK Parti, son günlerde Eskişehir’de yaptığı siyasetle bizi epeyce şaşırtmaya başladı.
Konulara hâkim olamayan, olaylar karşısında nasıl tavır takınacağını bilemeyen bir AK Parti ile karşı karşıyayız.
O yüzden AK Parti cenahı için de ortada bir özeleştiri yapma dersi var.
Umarız o derse iyi çalışırlar.
Yoksa koskoca bir parti, birkaç kişinin sırtında ve sorumluluğunda zor yol alır.
Bizden söylemesi…