Savunma sanayi gözbebeğimiz. Son yıllarda yaşadığı gelişim ise ayrıca gurur verici. Daha da geliştirilmesi ve ülkemiz savunmasının korku salması hepimizin temennisi. Bu yöndeki adımların devam ettiğini de görmek ayrıca memnuniyet veriyor. Veriyor ama bir ayağı aksak bir savuna sanayi gelişimi, tam anlamıyla bir gelişme sayılmayacaktır! Eksik olan o ayak, bu gelişimi sağlayan işçilere gerçek haklarının verilmesiyle ortadan kalkacak. Sektörün en vazgeçilmesi olan savunma işçilerinin sosyal anlamda rahatlatılmaları, sektörün kendisi kadar stratejik bir durum. Zira geçim derdine düşen bir işçi demek, belki de bazı işlerin aksaması demektir ki bu durumu kimse kabul edemez. Söz konusu sektörde en küçük bir hatanın da kabul edilemeyeceğini düşünürsek, emekçinin pozisyonunun ne denli kritik bir hal aldığını kolayca anlayabiliriz! Lakin… Sözünü ettiğimiz ekonomik destek artık beklenenin çok uzağında kalmış durumda. İşçilerin sendikasının şube başkanı Hasan Atak, söz konusu tehlikeye dikkat çekiyor. “14 yıllık işçi Hava İkmal’de 36 bin lira maaşla çalışıyor. Aynı işi yaptığı özel sektöre 130 bin lira maaşla geçiyor.” diyor. 2 binden fazla kapasitesi olan Hava İkmal’de çalışan sayısının bin 600’lere düştüğünü ifade ediyor. Pek çok işçinin imkânsızlıklar nedeniyle farklı ülkelere gitme niyetinde olduğunu, özel sektöre geçmek istediğini veyahut yine emekli olma isteğine başka iş yerlerinde çalışma planları eklediğini söylüyor. Bu açıklamalar, maalesef ki ortada büyük bir tehlike olduğunu ortaya çıkarıyor. F-16’lardan tutun, devletin en kıymetli silahlarına gece gündüzlü çalışma temposu ile bakım yapan işçilere görülen revanın kabul edilemez olduğunu görüyoruz. Bu nedenle Hasan Atak ve arkadaşları Ankara’ya yürümeye başladılar. Tek amaçları dikkat çekmek, seslerini duyurmak… Hatta ve hatta “Biz kendimizden geçtik, savunma sanayideki iş barışı sekteye uğramasın” diyerek tam bir vatanperver duruşla yetkilileri uyarma niyetindeler... Baştan sona haklılar. Haksız oldukları tek yön yok. Ortada bu gerçekler dururken, savunma sanayi işçisinin taleplerine sırt dönmek, görmezden gelmek büyük haksızlık olur. “Ülkemiz ekonomik sıkıntılar yaşıyor” bahanesi, bu işçiler için asla ve asla geçerli olamaz! Umarız şu an için uygulanan bu haksızlık son bulur. Yüzdelik maaş artışları yerine, işçinin rahatça geçimini sürdüreceği hak ettikleri ücretler maaşlarına yansıtılır. Aksinde mevcut sancılı tablo çok daha sıkıntıya düşer… Bu da kimsenin istemediği bir tablo olur… Bu vesileyle kamu işçisinin taleplerine destek verdiğimizi belirtiyor, ülkemizin güvenliği, huzuru ve refahı için taleplerin hemen hayata geçmesini diliyoruz…