Şehrin gündeminde son 1 haftadır CHP’deki kongreler var.
Daha doğru bir tabirle ‘CHP’nin Odunpazarı’ndaki delege seçimleri’ var…
Burasını kazanınca başının göğe ereceğini sananların yarışını izliyoruz.
Her gün hır gür, her gün itişmeler, kakışmalar.
Karakolda biten seçimler, mahkemeye yapılan şikâyetler…
Ve bunca hengâme içinde bir de kimin haklı olduğu kavgaları…
En haklı benim, en haksız sensin itişmeleri!
+++
Eskişehirliler, sosyal medyadan sürekli önlerine çıkan bu sürtüşmeleri izliyor.
İzledikçe de CHP’ye olan bakış açıları elbette değişiyor.
Zira hem ülkenin hem de şehrin meseleleri ortada duruyorken, iktidara alternatif olarak görülen CHP’nin birbirini yemesine kimse anlam veremiyor.
Doğal olarak seçmenin CHP’yle ilgili fikirleri değişiyor.
CHP’deki bu kavgalar, bu kavgaları çıkaranlar toplum ve hatta partililer için adeta kabak tadı verdi.
+++
Beri yandan tüm bunları yapan da partiyi ayağa düşürenler de partinin prestijini seçmen nezdinde aşağı çekenler de hep aynı isimler…
Her delege seçimlerinde ikiye ayrılan bu grup, seçimlere göre yer değiştirebiliyor.
Bukalemun gibiler vallahi!
Mesela;
Bir önceki seçimde rakı masalarında kankalıklarını ilan edenler, bir sonraki seçimlerde kanlı bıçaklı hale gelebiliyorlar.
Veyahut tam tersi…
Bir önceki seçimlerde birbirlerine demedik laf bırakmayan, kavgada söylenmeyecek sözleri aldırış etmeden birbirlerinin yüzüne söyleyenler, bir sonraki seçimde hiçbir şey olmamış gibi kol kola girebiliyor.
Anlayacağınız;
Bu işler biraz da karakter meselesi!
Bazılarında olmayınca ortaya Atatürk’ün partisini tüm Eskişehirlilerin gözü önünde pespaye hale getiriyorlar.
Ne kadar acı değil mi?
+++
Sonda söyleyeceğimizi başta söylediğimiz için daha fazla lagaluga etmeden yazımızı bitirelim.
Eskişehir halkı, “Parti içi demokrasi” adı altında yaptığınız kavgalarınızdan artık bıktı.
Siz zannetmeyin ki, partide yaşanan parti içinde kalıyor.
Hayır!
Şehir kamuoyu, bu süreçte hangi CHP’linin adam gibi adam olduğunu, peşinde durulabileceğini, bunun aksi kimin “çıkarı ve menfaati için yapamayacağı şey yoktur” dediği kişileri çok iyi ayırıyor.
Gerektiğinde, zamanı geldiğinde kimin arkasında durulup, kimin ciddiye alınmayacağını da bu zaman zarfında çok iyi sentezliyor.
Eskişehirli ve partisine sadık aklı başında partililer, zaten bunu çok iyi başardığı için hak edene günü geldiğinde hakkını veriyor, ucuz siyaset peşinde koşanlara da en küçük bir makamı dahi layık görmüyor.
O yüzden, şu kavga dövüşlerin peşinde dolaşıp, “En demokrat partili benim” pozlarına girenlere bir kez daha sesleniyorum;
Kendinizi bir halt sanmanızdan artık gına geldi.
Ciddiye alınacak hiçbir yanınız yok ve sahiden çok ama çok sıktınız.
O yüzden basındaki kalemşorlarınızı da, egolarınızı da, kibirlerinizi de alıp kenara çekilin artık...
Partiyi de kendinizi de daha fazla ayağa düşürmekten vazgeçin!