sezerler
büyükşehir abonman
Sedat Aydoğan
Köşe Yazarı
Sedat Aydoğan
 

TEK SORUN ESPARK’TAN ÇIKAMAMAK MI?

Bu sabah yaşadıklarımı anlatayım. 8,30’da Bursa yoluna gitmek için evden aracımla ayrıldım. Sakarya Caddesi, Sıhhiye Kavşağı, Aytaç Caddesi, Gazi Yakup Satar Caddesi, Gaffar Okkan komple tıkalı. Diğer caddelerde durum neydi bilmiyorum. Çevreyolu da çift yönlü durmuş durumdaydı. Bırakın hareket etmeyi, ahali aracını kımıldatamıyor! Gideceğim mesafe de sadece 7,5 kilometre! Döndüğümde saat 10’u 5 geçiyordu. Aradan geçen 1,5 saat içinde 3 kaza, 5 kavgaya tanık oldum. Eskişehirliler gerim gerim gerilmiş vaziyetteydi. Üstelik neden böyle bir sabah yaşadık, kimsenin bilgisi yok! +++ Kaoslu sabahın gerekçesi şehrin bir noktasında yaşanan bir kaza olabilir! Kaza veyahut başka bir nedenle bir caddede kısmi bir kapanmadır ancak. Sadece bu neden bile artık tüm trafiği kilitlemeye yetecek bir sebebe dönüyor. Ortaya resmen bir domino etkisi çıkmış vaziyetteydi çünkü. Sırf bu yüzden kentin ana arterleri dakikalarca tıkanmış durumdaydı. Anlayacağınız; Herhangi bir yerde yaşanan aksilik, sadece o bölgenin trafiğine değil; Kentin bütününün trafiğine etki ediyor artık! Bu da şehir içinde caddelerin yetersizliğini bir kez daha ispat ediyor. +++ Geçtiğimiz hafta sonunun gündemi Espark ve çevresindeki yoğunluktu! Hafta sonları o bölgede her zaman bir yoğunluk zaten olurdu lakin; Saatlerce insanların Espark bölgesine hapsolduğuyla da karşılaşmazdık. Eskişehirlilerin bu denli şikayet ettiklerine tanık olmazdık. Sıkışan trafik bir süre sonra açılır giderdi ama hiç bu kadar kazaya ve kavgaya tanıklık etmezdik… +++ Öyle görünüyor ki şehir trafiği günümüzde çok farklı bir noktaya evrilmiş durumda. Aksaklıklar ve sorunlar giderek artıyor sonucuna kolayca ulaşabiliriz. Bu gerçeği kabul edersek, eski bahanelerle mevcut durumu geçiştirmenin de bir anlamı asla olamaz! Örneğin; “Hafta sonu aracınızla Espark bölgesinde ne işiniz var?” sorusunu sormak bu noktada çok anlamsız bir hal almaya başladı. Sebebi şu; Bugün ‘Espark’a hafta sonu aracınızla gitmeyin’ diye başlayan cümleler, yakın bir zamanda ‘Okula, hastaneye, otogara aracınızla gitmeyin’ cümlelerine dönüşecektir! O tehlikeyi şimdiden bir gazeteci olarak görüyoruz. +++ Peki, yetkililer geleceğe dair böyle bir tehlikeyi ön görüyor mu? Mutlaka görüyorlardır, belki de bir çalışma içerisindeler. Şu günlerde yeni bir ulaşım master planı üzerinde çalışıldığını duyuyoruz. Kent trafiğine yeni planlar ne gibi kolaylıklar sağlar kestirmek çok güç. Çünkü devrim niteliğinde çalışmalar yapılmazsa, dilediğiniz kadar yeni planlar yapın nafile… Kısacası… Şehir trafiğine dair yenilikler artık dubalardan, yol kapatmalardan, tek yönlü çözümlerden çok ötesine geçmelidir. Artık mevcut caddelerde köprülü veyahut batçıklı çözümler, yeni otopark alanları için istimlakler, caddelerin tamamen otoparklardan arındırılması gibi formüller ciddi anlamda masaya konmalıdır. Bütçe yeterli gelmiyorsa, bütçeyi sağlayacak kişi, kurum veyahut farklı kanallardan iş birliği istenmesinden çekinilmemelidir. Aksinde mevcut gidişat gelecekte daha ağır sonuçlara yol açacaktır. Sonuçta ‘gökten melek inse sorun çözülmez’ anlayışı derhal terk edilmelidir… Şimdiden uyarıp, tarihe bir not düşelim…
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2025 -Salı
Sedat Aydoğan

TEK SORUN ESPARK’TAN ÇIKAMAMAK MI?

Bu sabah yaşadıklarımı anlatayım.

8,30’da Bursa yoluna gitmek için evden aracımla ayrıldım.

Sakarya Caddesi, Sıhhiye Kavşağı, Aytaç Caddesi, Gazi Yakup Satar Caddesi, Gaffar Okkan komple tıkalı.

Diğer caddelerde durum neydi bilmiyorum.

Çevreyolu da çift yönlü durmuş durumdaydı.

Bırakın hareket etmeyi, ahali aracını kımıldatamıyor!

Gideceğim mesafe de sadece 7,5 kilometre!

Döndüğümde saat 10’u 5 geçiyordu.

Aradan geçen 1,5 saat içinde 3 kaza, 5 kavgaya tanık oldum.

Eskişehirliler gerim gerim gerilmiş vaziyetteydi.

Üstelik neden böyle bir sabah yaşadık, kimsenin bilgisi yok!

+++

Kaoslu sabahın gerekçesi şehrin bir noktasında yaşanan bir kaza olabilir!

Kaza veyahut başka bir nedenle bir caddede kısmi bir kapanmadır ancak.

Sadece bu neden bile artık tüm trafiği kilitlemeye yetecek bir sebebe dönüyor.

Ortaya resmen bir domino etkisi çıkmış vaziyetteydi çünkü.

Sırf bu yüzden kentin ana arterleri dakikalarca tıkanmış durumdaydı.

Anlayacağınız;

Herhangi bir yerde yaşanan aksilik, sadece o bölgenin trafiğine değil;

Kentin bütününün trafiğine etki ediyor artık!

Bu da şehir içinde caddelerin yetersizliğini bir kez daha ispat ediyor.

+++

Geçtiğimiz hafta sonunun gündemi Espark ve çevresindeki yoğunluktu!

Hafta sonları o bölgede her zaman bir yoğunluk zaten olurdu lakin;

Saatlerce insanların Espark bölgesine hapsolduğuyla da karşılaşmazdık.

Eskişehirlilerin bu denli şikayet ettiklerine tanık olmazdık.

Sıkışan trafik bir süre sonra açılır giderdi ama hiç bu kadar kazaya ve kavgaya tanıklık etmezdik…

+++

Öyle görünüyor ki şehir trafiği günümüzde çok farklı bir noktaya evrilmiş durumda.

Aksaklıklar ve sorunlar giderek artıyor sonucuna kolayca ulaşabiliriz.

Bu gerçeği kabul edersek, eski bahanelerle mevcut durumu geçiştirmenin de bir anlamı asla olamaz!

Örneğin;

“Hafta sonu aracınızla Espark bölgesinde ne işiniz var?” sorusunu sormak bu noktada çok anlamsız bir hal almaya başladı.

Sebebi şu;

Bugün ‘Espark’a hafta sonu aracınızla gitmeyin’ diye başlayan cümleler, yakın bir zamanda ‘Okula, hastaneye, otogara aracınızla gitmeyin’ cümlelerine dönüşecektir!

O tehlikeyi şimdiden bir gazeteci olarak görüyoruz.

+++

Peki, yetkililer geleceğe dair böyle bir tehlikeyi ön görüyor mu?

Mutlaka görüyorlardır, belki de bir çalışma içerisindeler.

Şu günlerde yeni bir ulaşım master planı üzerinde çalışıldığını duyuyoruz.

Kent trafiğine yeni planlar ne gibi kolaylıklar sağlar kestirmek çok güç.

Çünkü devrim niteliğinde çalışmalar yapılmazsa, dilediğiniz kadar yeni planlar yapın nafile…

Kısacası…

Şehir trafiğine dair yenilikler artık dubalardan, yol kapatmalardan, tek yönlü çözümlerden çok ötesine geçmelidir.

Artık mevcut caddelerde köprülü veyahut batçıklı çözümler, yeni otopark alanları için istimlakler, caddelerin tamamen otoparklardan arındırılması gibi formüller ciddi anlamda masaya konmalıdır.

Bütçe yeterli gelmiyorsa, bütçeyi sağlayacak kişi, kurum veyahut farklı kanallardan iş birliği istenmesinden çekinilmemelidir.

Aksinde mevcut gidişat gelecekte daha ağır sonuçlara yol açacaktır.

Sonuçta ‘gökten melek inse sorun çözülmez’ anlayışı derhal terk edilmelidir…

Şimdiden uyarıp, tarihe bir not düşelim…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bsnmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.