“Yahu divan başkanlığı ile avunmayın, PM’ye bir isim bile sokamadınız!” diye çemkirenler var CHP’ye.
Hatta CHP’nin kendi içinden de var bu türlü şikâyetler…
Doğrudur…
Eskişehir gibi CHP’nin kalesi haline gelmiş bir kent, PM’de temsil edilmeliydi.
Ama serzenişlerin eksik tarafı daha çok.
Meseleye biraz başka pencereden hatta Ankara’dan bakmak lazım!
+++
Anlatalım…
Şu bir gerçek ki, “Ayşe Ünlüce, CHP’nin en kritik kongresine sıradan bir kararla seçilmedi!”
Ortada özel gerekçeler var.
CHP Lideri Özgür Özel, Ayşe Ünlüce ismini divan başkanlığına seçerek öylesine bir hamle yapıyor ki, kurultay salonunda tek bir kişi bile itiraz edemiyor!
Öyle ya, Ünlüce’nin divan başkanı olmasına kim karşı çıkabilir?
Veyahut kim tek bir itirazda bulunabilir?
Partinin ne herhangi bir kanadına yakın, ne de herhangi bir ismi ile politik anlamda yan yana anılıyor.
Bu yüzden Sayın Ünlüce, CHP’nin tümden kabul ettiği, onay verdiği hatta “İyi ki” dediği bir divan başkanı oluveriyor.
Söylemeden de geçmeyelim;
İşini öylesine layıkıyla yapıyor ki, kurultay sonrası hiç kimse kendisine teşekkür etmeden salondan çıkmıyor, çıkamıyor!
+++
Tüm bu anlattıklarımdan sonra Ünlüce’nin divan başkanı seçilmesinin önemini bir kez daha düşünün!
Özgür Özel’in ne kadar değerli bir adım attığını şimdi çok daha iyi anlıyorsunuz değil mi?
Ünlüce’nin de artık bu görevler ve çok daha fazlası için ‘bulunmayacak kadar değerde’ bir isim haline geldiğini de görebiliyorsunuz değil mi?
+++
Velhasılı…
Onca şehir gündemi içerisinde çok fark edemedik ama Eskişehir’den siyaset üstü yeni bir isim yetişiyor, hatta yetişmiş durumda.
Ünlüce’nin hakemliğine de, adaletine de herkes inanmış ve bunu kabul etmiş gerçeği ile karşı karşıyayız çünkü.
Artık kabul etmeliyiz ki Eskişehir’den başlayan tarafsızlık duygusu, CHP’ye, genel merkeze, son olarak da kurultay salonuna aksetmiş vaziyette.
+++
Bırakın PM’de kimlerin olup olmadığını da CHP’nin son kurultayına bu gözle bakın.
Ünlüce’nin bugün geldiği konumu fark edin…
Daha dünkü toplantıda bile, “Eskişehir için herkesle iş birliği yapar, hemşehrilerimin menfaatleri için her kesimle bir araya gelirim” açıklamasını yapabilen bir başkanla ya da artık bir ‘zekâyla’ karşı karşıyayız zira…
Hizmet söz konusu olduğunda siyasi tarafını hemen kenara koyabilen ve bu tavrıyla taraftarlarını daha da artıran bir isim duruyor karşımızda…
Kimin hangi görüşe sahip olduğuna, kimin, kimin yanında durduğuna bakmadan herkese samimiyetle yaklaşabilen bir portre izliyoruz.
Ve bunca kişinin samimiyetinden en küçük bir tereddüt yaşamadığı bir “politikacı” görüyoruz.
+++
Başkalarının 20 senede ancak gelebildiği çizgiye 1,5 yılda gelebilmeyi başarabilme yeteneğine sahip isim veyahut isimler, CHP’nin tarihi kurultayı gibi kritik anlarda herkesi, her yeri yönetebilir!
Bu yönetim yelpazesi, gün gelir çok farklı kanatlara kadar genişleyebilir.
Tarih, geçmişte gördüğümüz şekilleriyle böylesi kabiliyetteki isimlere çok farklı görevler yükleyebilir!
Bu noktada Sayın Ünlüce’nin, “Eskişehirliler beni bırakmasın, ben Eskişehir’e hizmet etmeyi çok seviyorum. Bir yere de gitmek istemiyorum!” açıklaması son derece yerinde, söylenmesi gereken, akıllıca söylenmiş ifadelerdir…
Bundan sonrası da kaderin işidir!
Öyle ya önünü açabilmeyi başaran, siyasetin de yolunu çok net biçimde açtığı, belki de çizdiği bir Ayşe Ünlüce izlemeye başlıyoruz artık…

