CHP İl Başkanı Talat Yalaz ile karşılaştık.
Gözleri küçülmüş, yüzü solgun gibiydi.
“Yorgun musun?” diye sorduk.
“Bir haftadır zerre uyumadım” dedi.
“Öyle mi görünüyorum?” deyip, arkasından ekledi…
“Bir Ankara, bir İstanbul, bir Eskişehir…
Sürekli gidip geliyoruz.
Bu arada dinlenecek vakit bulmak da çok zor!
Yorgun gibi görünmek bu yüzden normal ama bize yorulmak yok!
Yorgunluk, yılgınlık gibi bir lüksümüz olamaz.” dedi.
+++
Biliyorsunuz, CHP bir delege seçimi sürecinden çıktı.
Bu sürecin en başında;
“CHP, kritik bir sürece girdi, daha da kritik zamanlara doğru gidiyor.
Bu bölümde kimsenin bölünme, ayrı gayrı düşme gibi bir lüksü olamaz.
CHP için şimdi birlik, beraberlik ve bütünlük zamanı!” dedik…
O günlerdeki yazılarımız çokça okundu.
Hatta CHP için “Birlik ve beraberlik” sözü slogan halini aldı partililer arasında…
Durumu anlayan, işin ciddiyetinde olan, aklı başında partililer işin vehametini anladı hemen…
Onlar da hemen birlik ve beraberlikten söz eder oldu.
Gelin görün ki meseleye çok uzak olan, umursamaz, partinin yaşadığı tehlikeden bihaber olanlar kişisel hırslarının, güç gösterilerinin peşine düştü.
Başkanların hapse atıldığı, kayyumların bitmediği, her gün yeni gözaltıların olduğu, partinin kurumsal yapısına yapılmadık saldırının kalmadığı günlerde “sen-ben” kavgasına düştüler.
Delege seçimleri sürecinde “Bizans oyunlarına girişenler, ayağıma bastılar, parmağımı çektiler, ah gözüm, ah başım” diyen tiyatrocular sadece sandıkta değil; daha en başında kaybettiler.
Sadece kendi partilileri arasında küçülmediler şehir kamuoyu ve halkın gözünde de artık yoklar!
+++
Okuduğunuz üzere, önümüzde iki portre var…
Bir tarafta partisinin bekası için gece gündüz uyumadan yol aşındırıp, partilileri bir arada tutmaya çalışan, bu uğurda sıkı bir mücadeleye girişen Talat Yalaz ve arkadaşları…
Diğer yanda partinin geleceğinden zerre endişe etmeyen, kişisel hesaplarının peşinde düşmüş kişiler…
Bu iki ayrı tablo arasında parti ve partililer gereken ayrımı bugün sandıkta iyi yaptı gelecekte de yapacaklardır…
Ancak!
Şimdi vakit o vakit değil.
Tıpkı delege seçimleri öncesinde yaptığımız ve karşılık bulan “birlik ve beraberlik zamanı” çağrımız gibi, bugün de yeni bir çağrıda bulunuyoruz partililere…
“Şimdi mücadele zamanı!”
Zira Atatürk’ün kurduğu parti her tarafından sıkıştırılmış durumda.
100 yıllık parti dışarıdan dizayn edilmek isteniyor.
Ülkenin en köklü partisi, farklı yerlere hizmet edenlere verilmek üzere.
Koskoca CHP bir darbe girişimi altında…
+++
Bugün partide birilerinin başına gelenlerin yarın başkalarının başına gelmeyeceğine kimsenin garanti vermediği zamanlardan geçiyoruz.
O halde bugüne kadar gösterilen duruşun çok daha fazlasının gerektiği günler için saflarını çok daha sıklaştırması gerekiyor CHP’lilerin…
Zira kısa bir süre sonra belki de CHP farklı kanallarla ele geçirilecek.
İşte o zaman bugüne kadar gösterilmemiş bir mücadele başlamış olacak.
Bu mücadele belki yeni bir parti ile olacak belki farklı yeni fikirlerle, belki yeni bir yolla olacak.
Ama şunu iyi biliyoruz ki;
Bugün bu mücadele uğruna uykusuz kalanlar yarının kazananları olacak.
O halde bu yolda Yalaz’ı, ekibini, arkadaşlarını kimse yalnız bırakmasın…
Bırakanları da hem tarih hem de bizler not edeceğiz.
Zamanı gelince de yüzlerine vuracağız…
Şimdilik görüşmek üzere…
Anlatacaklarımız bitmedi…